Saturday, April 28, 2007

ada


Hava acik mi acik. Gunesli. Bahar basbayagi gelivermis. Ben de zaten malesef sevgili dostum kemal the playboy gibi “always busy” degilim, hafiften bos gezenin bos kalfasiyim ya, attim kendimi disari haliyle. “Gelmis bahar aylari, gevsemis gonul yaylari” modundayim. Kendimi daga bayira, cayira cimene, tasa topraga vurasim var. Dedim ki kendime, “yuru be ahmedim, ne durursun karada, haydi oglum adaya”. Aninda bostanci iskelesinde buldum kendimi.

Ohhh, bir de meltem esmekte ki denizden, soyle hafifinden. Keyif ki ne keyif. Atladim ada vapuruna. Vardim buyukadaya. Bir de ne goreyim? Duyan gelmis sanki, oyle bir kalabalik. Kalabaliklardan pek kazzetmesem de bu durum o anda keyfimi bozamazdi. Neseliydim.

Once bisikletciye gidip kulusturunden kiraladim bir tane. Sonra da markete kostum. Bir somun ekmek aldim, bir de ucuzundan ates kirmizisi sarap. Atladim bisiklete ve kactim kalabaliktan. Adanin bildigim ucra koselerinden birine gittim.

Kavak agaclarinin arasinda karsima heybeliadayi, arkasina kasikci adasini yerlestirdim. Etrafta kimsecikler yoktu. Uzaktan fayton tikirtilari, yakindan kus civiltilari geliyordu. Kavak agacinin golgesi de pek bir srin olur. Actim sarabimdan, kopardim ates damlasindan bir sokum. Aman heyhat!! Boyle de keyif olur muymus be! Bir yaninda somun ekmek, bir yaninda kizilca sarap, onunde marmara, sirtinda kavak agaci olunca pek de cekilir oluyormus be hayat!

Bir de siir mirildandim belli belirsiz. Hemen sagimda kucuk bir kertenkelenin kucuk kuyrugunu kopardim. Sonra ozur diledim kertenkeleden. “Nasil olsa yenisini cikarirsin sen” diye teselli de ettim. Kacti.

Keyfimi bozmadim. Yukarida, tepenin zirvesindeki kilisede ayin baslamisti. Uzaktan ilahiler duyuluyordu.

Koca bir yudum daha aldim sarabimdan, bir buyuk parca da ekmek yuttum. Onumde heybeli, arkasinda kasikci adasi ve sirtim kavak agacinda. Mutluydum.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home