Monday, August 18, 2008

Kaçak ODTÜ, Eymir Gölü ve Beceriksiz Belediyecilik‏


Ruhsatsız ODTÜ binaları, Eymir gölü ve Ankara Büyükşehir Belediyesi tartışmaları hakkında "Toplumun Şehircilik Hareketi" ileti grubunda paylaştığım yazı aşağıdadır.

“Toplumun Şehircilik Hareketi” ileti grubunda tartışmaları sessizce takip edenlerden biriyim. Ancak tartışma ODTÜ eksenine girince, biraz da ODTÜlü olmanın verdiği duygusallıkla bu tartışmaya dahil olmaya karar verdim. Benim kendi penceremden gördüklerimi aşağıda yazıyorum. Kendi penceremden göremediklerim olduğu gibi, başka pencerelerden görünen bambaşka şeyler de olabilir, onları da okumaktan büyük bir zevk duyacağımı söylemeliyim.

Yaşananları doğru analiz edebilmek için hafızalarımızı yeniden tazelememizde fayda var.

1 – 16 Temmuz 2008 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi; ODTÜ kampüsünde bulunan 45 binanın kaçak olduğuna, ODTÜ’ye 1.8 milyon YTL ceza kesildiğine ve binaların mevzuata uygun hale getirilmediği takdirde yıkılacağına dair bir basın bildirisi yayınladı. [1]

2 – Belediye Başkanı Gökçek, kanunları uyguladığını, eğer konu ile ilgili bir istek varsa bunun kanunen düzenlenmesi gerektiğini bildirdi ve ODTÜ yönetimine başbakandan af talebinde bulunmalarını salık vererek adres gösterdi. [2]

3 – Dönemin ODTÜ rektörü Ural Akbulut, büyükşehir belediyesinin ODTÜ arazisine göz diktiğini, rant peşinde olduklarını ve cezaya itiraz ederek karşı dava açtıklarını açıkladı. [3]

4 – Görüleceği üzere ODTÜ binaları ile ilgili ilk açıklamalarda Eymir Gölü’ne neredeyse hiç değinilmemiş, ODTÜ eski rektörü ise imada bulunmuş. 21 Temmuz 2008 tarihinde Habertürk TV’de Parantez isimli programda tartışmaya çıkan Melih Gökçek Eymir Gölü’nü ODTÜ’nün elinden almak istediğini (halka açacağı iddiasıyla) ve bununla da yetinmeyip arazisinin yüzde kırkına göz koyduğunu bildirdi. [4]

5 – Göreve yeni başlayan ODTÜ rektörü Ahmet Acar, “Duruşum, üniversitenin duruşudur.” diyerek ODTÜ yönetiminin konu hakkında izlediği çizgiyi koruyacağını belirtti. [5] Bu durumda tartışmalar süreceğe benzer.


Yaşananları sıraladık. Yorumlarımıza geçmeden önce ilgili yasalara da bakalım ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım. Gündemde iki kanun maddesi var. Birincisi 5216 sayılı büyükşehir belediyeleri kanunu [6] , diğeri 3194 sayılı imar kanunu [7]. 3194 nolu kanun, imar planlarının ilçe belediyelerince yapılıp, büyükşehirin onayından geçeceğini söyler. Bununla birlikte 1/5000 ölçekli imar panı (büyükşehirce yapılır) yapıldıktan sonra 1/1000 ölçekli imar planının hazırlanması için ilçe belediyesine belirli bir süre verilir. Belirlenen sürede imar planı yapılmazsa yetki, Büyükşehir belediyesine verilir. Buda 5216 sayılı kanunda belirtilir.

Yaşananları yukarıdaki bilgiler süzgecinden geçirince şu çıkarımları yapabiliyorum.

1 – Ruhsat talebinde bulunması gereken ODTÜ’dür. Anlaşıldığı üzere talep, Çankaya Belediyesi’ne başvuruda bulunulmuş, ancak bir şekilde Çankaya Belediyesi süreci yavaşlatmıştır. Bu konuda Çankaya Belediyesi’nin de ODTÜ’den birtakım beklentileri (!) olabileceği kanaatindeyim. ODTÜ, ilçe belediyenin beklentilerini karşılamayınca, ilçe belediyesi yasal süreyi aşmış, konu da büyükşehir yetkisine geçmiştir.

2 – Büyükşehir belediyesi “fırsat bu fırsat” diyerek yetkisini hemen kullanmış, ODTÜ’ye cezayı kesmiş, yıkım tehdidinde bulunmuş, göz koyduğu Eymir’i de diyet olarak istemiştir. Büyükşehir yaptıklarında her ne kadar yasaları gözetiyormuş görünse de asıl isteği ne yasaları uygulamak ne de ODTÜ’yü yıkmaktır, asıl isteği ODTÜ arazisinden paydır.

3 – Görülüyor ki, Gökçek, hem Çankaya Belediyesi Başkanlığı’na aday olacak oğlu için ilçe belediyesini suçluyor ve yıpratıyor, diğer taraftan sorunlu olduğu ODTÜ yönetimine sopa gösteriyor ve göz koyduğu araziden rant bekliyor. Bir taşla üç kuş vurma hevesindedir.

4 – Karşılaşılan durumda kurumlar(Büyükşehir, ilçe belediye ve ODTÜ) arasında kabahatin büyüğü ilçe belediyesindedir. Büyükşehire duruma müdahil olma imkanını ilçe belediyesi vermiştir. Kabahati ilçe belediyesi kadar olmayan ise büyükşehir belediyesidir. Süreci uzatan ilçe belediyesini uyarabilirler; hadi ilçe belediyesi imar planını hazırlamadı, kendisi hazırlayabilirdi. Tüm bunları yapmamış olması zihinlerde “Kızılırmak suyu – ODTÜ Raporu” olayının rövanşı kuşkularını uyandırmıştır. Ve nihayet kabahati en az olan ODTÜ yönetimidir. Çünkü ODTÜ’nün de ilçe belediyesi yeterince sıkıştırmış olması, ilçe belediyenin ısrarında ise konuyu kamuoyuna açmaları gerekirdi.

5 – ODTÜ binalarının ruhsatsız olması ile Eymir arasında kurulan bağlantı bundan ibarettir. Yoksa bazı kesimlerce belirtildiği gibi Eymir halka kapalı bir bölge değildir. Yaya trafiğine açık, araç trafiğine kısıtlıdır. Bölgenin ve güzelliğinin korunmasına adına böyle bir düzenlemeyi anlayışla karşılamak gerektiği kanaatindeyim. Tüm bu düşündüklerim bir yana, henüz göl yönetimi konusunda Mogan Gölü’nde Büyükşehir Belediyesinin büyük bir beceriksizlik göstermesi, Eymir Gölü’nün de yönetimine talip olmasına karşı çıkmam için yeterli bir sebeptir.

Sevgiler,

Ahmet



Referanslar:

[1] (http://www.ankara.bel.tr/Haberler/odtu.aspx)

[2] (http://haberturk.com/haber.asp?id=86452&cat=110&dt=2008/07/17)

[3] (http://gazeteodtulu.com/haberler.php?id=1382)

[4] (http://video.haberturk.com/Video.aspx?v_ID=36776&k_A=haberturk)

[5] (http://www.gazeteodtulu.com/haberler.php?id=1400)

[6] (http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1404.html)

[7] (http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/711.html)